Online :
3
Bugün :
11
Toplam :
224217

Ateşbâz-ı Velî

Nezahat Bekleyiciler Hanım’ın, “Yolu Konya’dan Geçen Ulu Hatunlar”ından sonra ikinci araştırma mahsulü, Ateşbâz-ı Veli isimli eseri de elimizde.
Tasavvuf uçsuz bucaksız bir saha... Kanaatimizce bu sahada at oynatmak her babayiğidin harcı değildir. Sonra Mevlevîlik, derûnî hayatın bin bir tecelliyâtı ile dolu bir sırlar âlemidir. Bu sebeple bu sahada eser vermek için az çok o derûnî hayatın inceliklerine vâkıf olmak yanında, köklü bir bilgi birikimine, derin bir sezgi gücüne, zengin bir kelime dağarcığına sahip olmak gerekir. Derme çatma kelimeler bu sırlar âleminin kapısını bile aralamak mümkün değildir.
Matbâh, Mevlevîliğin kutsal ocağıdır, ayrı bir önemi vardır. Matbâh’ta sadece yemek pişmez, canlar da orada eğitilip, yetiştirilir, tasavvufun esası olan âdap ve erkân orada öğretilir. Yeni sâlikler Aşçı Dede’ye emanettir. Tekkelerin idaresi Şeyh’ten sonra Aşçı Dede’ye aittir. Kazancı Dede de Aşçı Dedenin muavinidir. Dergâh ve tekkelerdeki 18 hizmet kolu böyle devam eder gider.
İşte Sayın Bekleyiciler elimizdeki eseriyle bu kutsal ocağın kapısı aralıyor.
Kitapta kullanılan zengin dil, akıcı ve büyüleyici üslûp ve mücerret mefhumları anlatmadaki ustalık, her türlü takdirin üstündedir. İnsana, erenlerin himmeti var olsun dedirtiyor. Nezahat Hanım ne iyi etmiş de araştırma alanına yönelmiş.
Tamamı 136 sayfadan ibaret eser, yazarın biyografisi, Ön söz, Yedi Meclis ve Giriş’ten sonra şu konu başlıkları ile devam ediyor:
Dergâh Matbâhı’nda Yanan Bir Yürek.
Hangi Kimsede Tefekkür Varsa O Kimse İçin Her Şeyde İbret Vardır.
Yaradan’ın Tebessümü Kerâmeti.
Ateşbâz Matbâhında Pişirilen Edep-Âdap.
Dergâh’a Misafiriz.
Meydan-ı Şerif.
Sofra Âdabı.
Ateşbâz Velî Türbesi’nin Bendesi Fatma Bekleyiciler.
Yeni Bende Şerife Akyel.
Notlar.
Resimler.
Yazarımız Ön Söz’ünden itibaren okuyucusuna güzel mesajlar da veriyor: Sayın Bekleyiciler Ön Söz’üne şöyle başlıyor:
“İnsanoğlu dünyaya geldiğinde, nasıl ki, sadece suret olan beden, ruhla diriliyor ve nitelik kazanıyorsa, ömür sermayesi bittiğinde ölen yine beden olacak ve dirilen ruh olacaktır.
Onun için yüce Yaradan’ın kullarına bahşettiği ilâhî armağanların kıymetini kavrayan ve hayatına egemen kılan bir ruha sahip olabilmek için, şuurlu ve mutî bir yönelişe ihtiyaç vardır.”
Ne mutlu bu yönelişi keşfedenlere diyoruz.
Bu güzel eser için yazarı kutluyor, böyle daha nice güzel eserlere diyoruz.
  (2007-12-31)

Telif Hakkı. Mehmet Ali UZ © 2007. Tüm Hakları Saklıdır.
Bilgi Rehber