Konya Ticaret Odası, İpekyolu Dergisi, Aralık 2007
Meşrutiyet döneminde ülkede duyulan en büyük ihtiyaçlardan birside, modern anlamda ihtiyaca cevap verecek sayıda ve kalitede, hukukçu yetiştirilememesi idi.
İkinci Meşrutiyet'ten önce açılmış olan İstanbul Hukuk Mektebi, geniş Osmanlı toprakları için yeteli kadar hukukçu yetiştiremiyordu. Bu gerçekten, memleket ve adalet namına büyük bir eksikliktir. Bu eksikti. Bu eksikliğin mutlaka giderilmesi gerekiyordu.
İhtiyacı dikkate alan dönemin münevver hukukçulardan Maliye Hukuk Müşaviri Mahmut Esat ve Temyiz Mahkemesi Üyesi Kostaki Efendiler bir layiha hazırlayarak. Babiali'ye taktim ettiler. Layihanın hükümet tarafından kabulü üzerine İstanbul'dan sonra, 1907 yılında Konya, Selanik. Bağdat ve Beyrut vilayetlerinde birer Mekteb-i Hukuk daha acılması kararlaştırıldı.
Bu karar Ağustos 1323 tarih 169 nolu tezkere ile bu vilayetlere bildirilmiştir. Tezkerede şöyle denilmektedir
“Rümeli vilayeti Selse-i şahanesi teşkilat ve ıslahat-ı umumiyesi hakkında icra-i teftişat için bir irade-i seniye-i Temyiz azasından utufetli Kostaki ve Efendiler hazeratı tarafında ita kılınan layihanın cümle-i münderecatının olmak üzere, muktedir mustantik ve hükkam yetiştirilmesi lüzumuna ve esasen Dersaadetteki Mekteb-i Hukuk taliplerinin cümlesini istiap edememesine nazaran. ...”
Mezkür kararla üç vilayete birer hukuk mektebi açılmasına ve aralarında fark olmamasını emir buyuruyordu.
Dönem, Osmanlı'nın hükümran olduğu topraklarda ilkokul, rüştiye ve idadilerden üniversiteye kadar yüzlerce mektebin açıldığı ve memlekette eğitim faaliyetlerine önem verildiği bir dönemdir.
Selanik Mekteb-i Hukuk'unun resmi açılışı Hicri 1325, Miladi 1907 yılında yapılır.
Bağdat Hukuk Mektebi, bir yıllık bir gecikme ile 1908 yılında tedrisata başlar. İlk müdürlüğüne de vekaleten, sonradana Konya Mekteb-i Hukuk Müdürlüğü'ne Refik (Kırış) Bey yürütmüştür.
Birinci Cihan Harbi sırasında Selanik ve Beyrut düşman istilasına uğradığından bu iki mektep de kapatılır, öğrencilerden pek azı, Konya ve İstanbul Hukuk mekteplerine nakledilir.
Mehmet Önder Bey, mektebin resmi küşadının, o zamanki gazete haberlerine istinade R. 1324/1908 yılının 1 Mart Cumartesi günü yapıldığını zikreder. demek ki, yukarıda bahsettiğimiz Bağdat Hukuk Mektebi 'nin açılmasındaki gecikme, Konya'da yaşanmış, bir hazırlık dönemi geçirilmiştir.
Yaptığımız araştırmada Salname-i Servet-i Funun 'da da Konya Mektep-i Hukuk'unun resmi Küşadının Hicri 1326, Miladi 1908 yılında yapıldığı kaydedildiğine göre de Konya Hukuk Mektebi'nin resmen açılmasının 1908 yılında yapıldığında şüphe kalmamaktadır. Bulduğumuz bu kayıtta Sayın Önder'i doğrulamaktadır.
Adı geçen salnamede, aynı yıl Beyrut Hukuk Mektebi'nin adı geçmediğine göre, bunun daha sonra açılmış olabileceğini düşünüyoruz.
Konya Mekteb-i Hukuk, 12.10.1909 tarihinde bu günkü Özel İdare Binası olarak kullanılan Sanayi Mektebi'ne taşınmış ve kapanıncaya kadar da tedrisatına buraya devam etmiştir.
Mektebin tedris süresi dört yıl olup, buraya yedi yıllık İdadi tahsilini tamamlayan öğrenciler imtihanla alınmıştır.
İlk öğrencilerin çoğu, aynı zamanda icazetli medrese mezunudur. Talebenin hemen hemen hepsi üç lisansa (Arapça, Farsça ve Fransızca) vakıf, iyi yetiştirmiş olup olarak hukuk tahsiline başlamaktadır. Mezunlarını ileride başarılı kılan da onarlın çok iyi yetişmiş olarak hukuk tahsiline başlamıştır. Mezunlarını ileride başarılı kılan da onarın çok iyi yetişmiş olmalarıdır.
Mehmet Önder Bey, Konya Hukuk mektebi kapısına asılan ve sonradan Mevlana müzesine kaldırılana bir levhadan bahsederse de, maalesef bu levha bugün, Mevlana müzesinde mevcut değildir.
Mektebin ilk müdürü Meclis-i Maarif azasından meşhur Muhitü'l Maarif ve Yeni Muhitü' l-Maarif adlı eserlerin müellifi Emrullah Efendi (188-1914)dir. Bir yıl sonra mektebin müdürlüğüne Hilmi Bey getirilir. Bir ara da Alaaddin Bey, Fethi Bey ve Mustafa Şeref adındaki zatlar da Konya Mekteb-i Hukuk'da kısa süreli müdürlük görevinde bulunmuşlardır. Fethi Bey daha sonra Selanik Hukuk Mektebi Müdürlüğüne tayin edilmiştir.
Burada, araştırmada yaparken dikkatimizi çeken son derece önemli bir noktada temas etmeden geçemeyeceğim. Konya Mekteb-i Müdürü Alaaddin Bey'dir.
Konyalı, Mekteb-i Hukuk'a büyük değer vermekte ve her konuda yardımını esirgememektedir. Alaaddin Bey o dönemin münteşir gazetelerinde Meşrik'i İrfan'a gönderdiği 16 Mart 1325 (1909)tarihli bir teşekkür yazısında unvanını, 'Konya Darü'l Funun-ı Osmani Hukuk Fakültesi Müdürü'olarak kullanılıyor. İleride görüleceği üzere Diploma üzerinde de aynı şekilde 'Darü'l Fünun-i Osmani 'yazısı bulunmaktadır.
Burada aklımıza, o zaman Konya'da tam teşekküllü bir üniversite mi kurulmak istenmiştir, ilk bölümünü de Hukuk Fakültesi mi teşkil etmiştir? Bu husus gerçekten Konya için son derce önemli. Üzerinde durulması gereken bir nokta...
Konya Hukuk Mektebi'inde en uzun süre müdürlük ve müderrislik görevinde bulunan Refik Kırış Bey'dir. Onun ilk müdürlüğe başlayışı 14 Mayıs 1328/1912'dir. Bu zat yaklaşık bir yıl sonra, İstanbul Hukuk Fakültesi Müdürlüğü'ne nakledilmiştir, 18 Kanunusani (Ocak) 1329/1913 tarihinde tekrar Konya Hukuk Mektebi'ndeki eski görevlerine iade edilmiştir.
Refik Bey 'in Konya'daki görevi, mektebin kapatıldığı 15 Mart 1335/1919 tarihinde kadar devam eder. Konya'dan ayrılmadan önce bir ara görevi, Darülhilafetilaliyye Medresesi Müderrisliği'ne nakledilir. Refik Bey'in diğer görevleri ile birlikte Konya'daki hizmet süresi, toplam 12 yıla yakşalmaktadır.
Refik Bey ' sadece Konya' da bir eğitimci olarak değil, aynı zamanda, dönemin gazete ve dergilerinde de yazılar kaleme alarak, konferanslar ve özel dersler vererek memleket ilmine ve irfanına büyük hizmetlerde bulunmuştur.
Büyük hukuk fakültelerinde okutulan derslerin hemen hemen tamamı, o dönemde mekteb-i hukukunda da okutulmuştur.
Konya Mekteb-i Hukuku'nun adlarını tespit edebildiğimiz bazı müderrisler ve okuttukları dersler şöyledir:
Ömer Vehbi Efendi,Konya İrfaniye Medresesi'ndeki görevlerine devam etmişti, Darülhilafetilaliyye Medresesi'nde müderrislik,
Konya Mebusluğu ve müftülüğünde bulunmuştur. Mecelle ve Usul-i fıkıh derslerine,
Sivaslı Ali Kemali Efendi, muhtelif medrese ve mekteplere hocalık Etmiş, Müdafayı Hukuk Cemiyeti Reisi iken, menfur Delibaş olayında şehit edilmiştir. Kitabü'n Nikah, 4. sınıfta; Usul Fıkıh, Arazi Kanunu ve Ahkam-ı evkaf derslerine (hakem sayısı, 84)
Şinasi Bey, Konya Umur-i Hukukiye Müdürlüğüne görevinde bulunmuştur, bilahare İstanbul'da avukatlık yapmış bu zat da Hukuk -ı Esasiye (Anayasa ), Hukuk-ı düvel (devletler hukuku) ve idare derslerine,
Selim Sabit Efendi, Konya 'da avukatlık yapmış ve Konya Mekteb-i Hukuk'ta Mecelle ve Ticaret-i Berriye (Kara Ticaret Aksoy Hukuku) derslerine,
Nalbantzade Hilmi (Aksoy)Bey, Konya Baro Reisliği 'nde ve Ankara Maliye Vekaleti'nde müşavirlik görevlerinde bulunmuştur, Ticaret -i Bahriye, (Deniz Ticaret Hukuk)Sakk-ı hukuk ve Sakk-i ceza derslerine
İbrahim Hesabi Bey, Milli Mücadele döneminde kurulan derneklerde görev alınmış, Usui Cezaiye ve Kanun-i Ceza derslerine Mehmet Tahir Bey, Mecelle, feraiz ve vesaya (Vasiyet hukuku) derslerine
Numan Sait Bey, İktisat ve Maliye derslerine,
Islah-ı Medaris müderrislerinden Şehzade Ahmet Ziya Efendi, Feraiz (Miras Hukuk) derslerine,
Konya mebuslarından Müderris Hadimli Mehmet Vehbi Efendi Kitabülvesaya derslerine
Müdde-i Umumi Muavini Haki Bey, Hukuk-i Ceza derslerine,
Maarif Müdürü Hulusu Efendi, Hukuk Düvel (Devletler Hukuku) derslerine
Mektebin ilk müdürü Emrullah Efendi görev yaptığı süre içersinde, Mukaddeme-i İlmi Hukuk (Hukuk Başlangıcı)derslerine, Girmişlerdir. Bu müderrislerin zaman zaman da, ihtiyaca göre farklı dersler okuttukları da daha geniş olduğu tahmin ediyoruz.
Eğitim kadrosu ile ilgili olarak mektebin son Müdürü Refik (Kırış) Bey büyük bir isabetle şu kaydı düşer:
'Konya Hukuk mektebinin kuruluşlarından lağvına kadar hey'eti idare ve talimiyesine teşkil eden bu zevatın bir kısmı, Müderris sıfatını haiz ve çoğu Şark ve Garp dillerinden bir kaçını bilen, yüksek ahlak seciyeli, devirlerinin alimve fazıl şahsiyetleri idiler.
Memleket ilim ve irfanın hizmet eden bu değerli zatların hepsini rahmet ve minnetle anıyoruz.
Konya Mekteb-i Hukuk, faaliyet bulunduğu 11 yıl içersinde, 134 talebe mezun etmiştir, her yıl ortalama 12 yıl talebe diploma alınmıştır. Gerçeten Konya Mekteb-i Hukuktan çok değerli hukuçular yetişmiştir ve Cumhuriyet döneminde bunlar çeşitli görevlerde çok büyük hizmetlerde bulunmuşlardır.
O dönemde Konya'da münteşir 12 Temmuz 1909 tarihli Meşrik-i İrfan gazetesinde çıkan bir haberden öğrendiğimize göre Mektebin açıldığı tarihten bir yıl sonra Konya Mekteb-i Hukuk'ta birinci ve ikinci sınıfta imtihana giren öğrenci sayısı 118!dir.
1890'da Konya Mekteb-i Hukuk'un açıldığı tarihten ir yıl sonra, iki sınıfta (Birinci ve İkinci sınıfta)talebe sayısı 118ve on bir yıl içersinde de mezun sayısının tamamı 134 olduğuna göre, buradan pek çok öğrencinin mektebi bitiremediği veya imtihanlarda başarılı olamadığı anlaşılmaktadır.
Cihan Harbi sırasında talebelerin bir kısmı savaşa katıldığından mektepte talebe sayısı düşmüştü, mektebin lağvedildiği tarihte dördüncü sınıfta sadece;9 üçüncü sınıfta;15, ikinci sınıfta;22ve birinci sınıfta ;9 ki, toplam 55 ögrenci kalmıştır.
Konya'da Mektebi Hukuk kapatılması ile burada okuyan talebeler mağdur olmuş, bunların çok azı İstanbul Hukuk Fakültesi'ne naklini yaptırmış, o yıllar yer yer ülkenin düşman istilasına uğradığı yıllardır.
Mekteb-i Hukuk'un kapatılması gerçekten sadece Konya için değil, ülke çapında büyük bir kayıp olmuştur. Konya'nın yeniden üniversiteye kavuşması için, arım asırdan fazla bir zaman daha beklemek mecburiyetinden kalınmış ve bu uğurda büyük mücadeleler verilmiştir.
Verilen bilgiye göre, mektebin kapatılmasından sonra, demirbaş, eşyası, Konya Sultaniyesi ile Darülmualim'e (Muallim Mektebi) devredilir. Mektebin bütün resmi evrakları ise İstanbul'a Maarif Nezareti'ne gönderilir. Sadece öğrenci kayıt defteri, Konya Maarif Müdürlüğü'ne verilir.
Son zamanlarda, Konya Milli Eğitim Müdürlüğündeki Osmanlının son dönemi ile cumhuriyetin ilk yıllarında ait yıllarına ait milli eğitimle ilgili Osmanlıca bütün evraklar ve defterler listeleri yapılarak, Konya Bölge Yazma Eserler Kütüphanesine devredilmiştir. Yapılan liste ve devredilen evraklar arasında tek tek yaptığım araştırmada, maalesef Milli Eğitim'e devredildiği zikredilen bu deftere rastlayamadım. Demek ki pek çok defter ve resmi evrak gibi bu defter de kaybolmuştur. Tahminimize göre, birilerine tetkik için verilen bu defterler maalesef geri getirilmemiş, ilgililerce d bunların arkası aranmamıştır.
Kaynak : Av M. Ali Uz, Konya Hukuk ve Baro Tarihçesi Konya, 2006