PKK Diyarbakır’da görülmedik büyük bir vahşet sergiledi. Çoluk-çocuk, asker-sivil demeden kan döktü. Bu olay sadece Diyarbakır’ı değil, bütün bir ülkeyi yasa boğdu. 13-14 yaşındaki o kız çocuğunun feryadı yürekleri dağladığı gibi, silinmeyecek şekilde hafızalarda da yer etti.
Çocuk katili PKK için söylenecek söz kalmadı artık. Sözün bittiği noktadayız. Öyle “PKK’nın son çırpınışları” diye nutuklar da atmayalım. “kimden gelirse gelsin” gibi yuvarlak lâfların arkasına da sığınmayalım. Çünkü bu vahşeti irtikap edenlerin kimler olduğu bilindiği gibi, hedef de aşikardır. Hedef sadece asker, sivil ve çoluk çoçuk değil bütün bir toplumun huzuru ve devletin geleceğidir. Bomba bunlara karşı patlatılmıştır. Bu vahşete ve dökülen bunca kana rağmen bir kesimin gözü hâlâ açılmayacak mı?
Her şeyin bir karşılığı ve bedeli vardır. Diyarbakır’da beş kurban ve altmışın üzerinde de yaralı verdik, ama teröre karşı, dünya kamu oyunda Türkiye’nin eli güçlenmişti, şimdi daha da güçlendiği gibi, herkesi külahını önüne koyup düşünmeye de sevk etti.
Asker ve sivil irade zaten kararlı gözüküyor. Onlara güvenelim, onlar da gerekeni yapsınlar.
Sözümüz kanlı katil örgüte değil PKK sempatizanlarına, bir türlü PKK’yi terör örgütü olarak kabul etmeyenlere, Diyarbakır’daki sivil toplum kuruluşlarına ve bütün Kürt kardeşlerimizedir. Sayın Başbakan’ımız da konu ile ilgili konuşmasında açık açık, “Saldırılara önce Kürtler tepki göstermelidir” diyor. Kanaatimizce mesele bu noktada önem arzediyor.
Bu arada Kürt aydınlarına da büyük görev düşüyor. Fakat onlar da hâlâ uyanmış gözükmüyorlar. Zaten problem de halktan kaynaklanmıyor.
Başbakan sivil toplum temsilcilerine soruyor, “Siz başbakan olsanız ne yapardınız?” pek çok sivil toplum temsilcisi ve DTP hâlâ kıvırtıyor. Konunun vahametini kavramış gözükmüyorlar.
Küfre rıza küfür olduğu gibi, zulme rıza da zulümdür. İlâhî adalet sadece zulmü işleyenleri değil, bunlara rıza gösterenleri de cezalandırır. Dünyevî adalet de böyle değil mi? Dökülen kanlar ve döktürülen göz yaşları sadece zalimleri değil, buna rıza gösterenleri ve bu zulme karşı koymayanları da boğar. .
Zulümle ilgili olarak çok şey söylenmiştir. “Zulümle âbat olunmaz”, “Zulmile âbad olanın sonu berbat olur” denir. Ziya Paşa da Kur’an’dan mülhem olarak:
Zâlimlere bir gün dedirir kudret-i Mevlâ
Tallahi lekad âserakallahü aleynâ
der.
Bilindiği gibi, Yusuf Aleyhisselâma karşı kardeşleri olmadık zulmü irtikâp ettiler. Önce onu kuyuya attılar, olmadı, oradan geçen kervancılara köle diye sattılar. Ama sonunda ne oldu? Yusuf Aleyhisselâmın huzurunda baş kesip hepsi: “Tallahi lekad âserakallahü aleynâ” yani “Allah seni bize üstün kıldı” dediler.
Zalim mutlaka cezasını görür. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Fakat vatanın ve toplumun selâmeti için, bu zulmü ve dökülen kanları birlikte durdurmaya mecburuz. (08.01.2008)