Geçenlerde gazetelerde gördüğümüz, “Cezaevlerinde yer kalmadı” haberleri okuyucularımızın da dikkatini çekmiştir.
Cezaevlerinde odalarda ve koğuşlarda yer kalmadığından mahkûmlar, geceleri koridorlarda ve masaların üzerinde yatıyormuş. Bu haber üzerinde ciddiyetle durmak gerekir.
Cezaevlerindeki bu doluluk, toplumda suç oranlarının ne kadar yükseldiğinin en açık göstergesidir.
Toplumda suç oranlarının artmasının en büyük sebepleri arasında; dinî ve genel eğitimdeki ihmaller, ailelerin ilgisizliği, medyanın menfi tutumu, şiddet içerikli yayınlar sayılabilir.
Başka bir ifade ile ahlâkî yapının bozulması, kalplerden Allah korkusunun ve mesuliyet duygusunun kalkması, suç oranlarının artmasının en büyük sebebidir.
Bugünlerde başörtüsü meselesi ile meşgul olan bir kısım lâik kesimin bu tür işlerle uğraşmaya vakitleri yok. Din eğitimi ve Allah korkusu deyince onların yine tüyleri diken diken olacak. Ama ne yapalım gerçek bu… Lâikliğin kimseye zarar vermeden doğru anlaşılması zamanı ne vakit gelecek?
Merhum Akif’in Allah korkusu ve ahlâkla ilgili düşünceleri son derece çarpıcıdır.
Ne irfandır veren ahlâka yükseklik, ne vicdandır;
Fazilet hissi insanlarda Allah korkusundandır.
Yüreklerden çekilmiş farz edilsin havfi Yezdan’ın
Ne irfanın kalır te’siri kat’iyen, ne vicdanın.
……………….
Fakat, efradı Allah korkusundan bî-haber millet,
Çeker, milletlerin menfuru kıbtîler kadar zillet
Meâlî meyli hiç kalmaz, şehamet büsbütün kalkar;
Ne hâkimlik tanır artık, ne mahkum olmadan korkar.
……………………
Fakat, ahlâkın izmihlâli en müthiş bir izmihlâl;
Ne millet kurtulur, zira ne milliyet, ne istiklâl.
Oyuncak sanmayın! Ahlâk-ı millî, ruh-u millîdir;
Onun iflâsı en korkunç ölümdür; mevt-i küllîdir.
diyen Akif’e hak vermemek mümkün müdür?
Günümüzde insan, insanın kurdu olmaya başlamıştır. Dünyada ve Türkiye’de sergilenen vahşet, akıllara durgunluk verecek boyutlardadır. Eğer tedbir alınmazsa, yakın bir gelecekte, mal, can ve namus emniyeti tamamen ortadan kalkacak, sokağa bile çıkılamaz hâle gelinecektir.
Merhaba Gazetesi 11.02.2008