Şehit vermeye devam ediyoruz. Acımız çok büyük. Şehitlerimize Allah’tan rahmet, kederli ailelerine, ordumuza ve devletimize sabır ve başsağlığı, yaralı askerliğimize de âcil şifalar diliyorum.
İktidar ve silahlı kuvvetlerimizin gösterdiği kararlılık semeresini vermeye başladı. Sözde Ermeni Soykırım tasarısında ABD, PKK konusunda Irak Hükümeti dize geldi. Kararlılığa düşürülecek küçük bir gölge, her şeyi alt üst edebilir. Başbakan’ın, “Sınır dışı operasyon yapar mıyız, yapmaz mıyız” gibi beyanları hainleri hemen cesaretlendirdi. Bu konuda son derece hassas davranmak lâzım.
Bu dönemde, Suriye, İran ve İslâm Birliği’nin tutumları da bizim için son derece önemlidir.
Son saldırıdan hemen önce, kanalların birisinde geçen bir haber dikkatimi çekmişti. Askerlik görev süresini dolduran iki askerimiz, kumandanlarına müracaat ederek, terhislerinin sınır dışı operasyon sonuna kadar durdurulmasını istemişler. Birlikleri de durumu Genel Kurmay Başkanlığı’na yazmış. Ne karar verileceğini bilmiyoruz, ama bu iki askerimizin davranışı ve sergiledikleri vatanperverlik her türlü takdirin üzerindedir. İşte Türk askeri budur.
İnsanın en kıymetli varlığı hayatıdır. Üst üste büyük kayıplar verdiğimiz bir dönemde, bu iki askerin hayatlarını ortaya koyarak, askerliklerini devam ettirmek istemeleri silahlı kuvvetlerimizin ruh hâlini açıkça ortaya koymaktadır.
“Kuzey Irak bir bataklıktır, Türkiye ve ordu bu bataklığa çekilmeye çalışılıyor.” şeklindeki çatlak veya iyi niyetle yapılan endişeli sesler, siyasilerin veya askerin iradesini engellememelidir.
Yüce bir ideâl için hayatını hiçe sayan, ailelerine yazdıkları mektuplarda, “Vatan bize emanettir” diyen askerin hiçbir zorluk önünü kesemez, hiçbir bataklık ona engel teşkil edemez.
Son saldırı da göstermiştir ki, sınır dışı operasyon kaçınılmazdır. Gerekirse kan döken hain terörist gruplara yardım ve yataklık eden herkes cezalandırılmalıdır. Aksi halde bu saldırıları durdurmak mümkün olmaz. Son olaylar karşısında artık hiçbir ülke de Türkiye’nin sınır dışı operasyonda haklılığını tartışamaz. PKK’nın döktüğü kanda boğulma zamanı gelmiştir. Bu son geciktirilmemelidir.
Terhislerinin durdurulmasını isteyen bu iki asker, nereli ise o iki il bu kahraman askerini memleketlerine dönüşlerinde büyük bir merasim ve coşku ile karşılamalı, bu iki kahraman asker, devlet ve mahalli yönetimlerce mutlaka ödüllendirilmelidir.
ABD işgallerinde paralı asker bulamıyor. Askerleri büyük bir panik içerisinde, ruh sağlıkları bozuk. Eğer Irak bugün gösterdiği direnişi ve kararlılığı ilk işgal günlerinde gösterebilseydi, ABD’nin işi çok zordu. Belki o günlerde dönüp gitmek mecburiyetinde kalacaktı.
“Bu vatan bize emanettir” diyen Mehmetçiğe, “On oğlum olsa, onunu da vatan için şehit vermeye hazırım” diyen şehit analarına sahip oldukça bu milletin önünde kimse duramaz. Şu Meclis’deki bir kısım milletvekili dahil, herkes aklını başına almalı, milletin sabrını taşırmamalıdır.
Gün birlik ve beraberlik günüdür. Taşkınlıklara ve provokasyonlara karşı dikkatli olmak gerekir.